ALI ARSLAN SCRITTO…
PROTOCOLLO N. (2)
Seconda sessione plenaria al castello d’OUCHY, martedì 21 novembre 1922
Sessione: aperta il 21 novembre 1922 alle 16:00
Le persone presenti:
Stati Uniti: sigg. CHLD, GR.EW.
Impero Britannico: Marchese de CURZON DE KEDLESTON, Sir Horace RUMBOLD.
Francia: sigg. BARRERE, BOMPARD.
Grecia: sigg. VENISELOS, CACLAMANO.
Italia: Marchese GARRONl, M. LAGO.
Giappone: Baron HAYASHI, M. OTCHAI.
Romania: sigg. DUCÀ, DIAMANTE.
Regno dei Serbi/Croati/Sloveni: MM. NINTCHITCH, RAKITGH.
Turchia: ISMET PACHA, RIZA NUR BEY, HASAN BEY.
Sono presenti anche:
Sig. AMORY (Stati Uniti); Sir William TYRRELL, Sir Adam BLOCK, Maggiore Generale BURNETT STUART, Colonnello Marine POUND, RNM MALKIN, Tenente Colonnello HEYWOOD, Sig. NICOLSON, Sig. FORBES ADAM, Sig. LEEPER, Maggiore McLEOD, Sig. McCLURE Capitano ASHLEY (Impero Britannico ); Contrammiraglio LACAZE, Generale WEYGAND, Sig. LAROCHE, Sig. FROMAGEOT, Sig. BARGETON, Sig. SERRUYS, Sig. BEXON, Sig. CORBIN, Sig. PERClN, Sig. BAROIS, Tenente Colonnello COURTİN, Maggiore DE LAMORCIERE, Capitano D ‘ ASTIER (Francia); Generale MAZARAKIS, Sig. DENDRAMIS (Grecia); MM. ARLOTTA, GUARIGLIA, Sig. NOGARA, Sig. CIAMARRA, Colonnello VITALE (Italia); Sig. NAGAOKA, Sig. SATO, Colonnello SAİGO, Colonnello della Marina TSURU, Sig. TANI (Giappone) Colonnello DUMITRESCO [Roman¬ya) ; M. CHRİSTlTCH, M. ANTİTCH (Sup-Hırvat-Sloven Kıratlığı); MÜNİR BEY, ZEKAI BEY, MUHTAR BEY, TEVFİK BEY (Türkiye).
Konferans Genel Sekreteri: M. MASSİGLİ.
Sekreterler: M. F. LAM MOT BELİN ( Amerika Birleşik Devletleri); M. SPRİNG RlCE {İngiliz İmparatorluğu); M. LAGARDE (Fransa) M. COL¬LAS (Yunanistan) ; M. iNDELLİ (İtalya} ; M. HOTFA (Japonya) ; M. CONS- TANTİNESCO (Romanya) ; M. MİLANOVİTCH (Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı); REŞİD SAFVET BEY (Türkiye).
Tercüman: M. CAMERLYNCK.
Lord CURZON, sabahleyin kabul edilmiş olan İçtüzüğe ilişkin olarak bazı açıklamalarda bulunacağını söyledi. II. Madde, Tam-yetkili Tem¬silcilerin yanlarında teknik temsilciler ya da uzmanlarla sekreterler, tercü¬manlar, stenograflar bulundurabileceklerini öngörmektedir. Tam-yetkili Temsilcilerin yarımda bulunacak kimselerin sayısı ne kadar az olursa o kadar iyi olacaktır.
İSMET PAŞA, sabah söylediklerinin iyi anlaşılmadığını gördüğü için, öne sürdüğü genel çekinceleri (ihtirazî kayıtları) ve protestoları – Özellikle İçtüzük tasarısının I. II. ve III. Maddelerine ilişkin olarak ye¬niden belirtti. Görüşmelere katılacak Devletler, Müttefik üç Devletin 23 Eylül günlü Notalarıyla, buna Türk Hükümetinin 4 Ekim günlü cevabında savılmış olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin de Temsil¬cilerini buna uygun olarak yetkilendirmiş bulunması yüzünden, Türk Tem¬silci Heyetinin, başka Devletlerle görüşemeyeceğini bildirdi ve görüşmelere Tam-yetkili üç Temsilciyle katılacağını sözlerine ekledi.
Lord CURZON, Türk Temsilci Heyetinin görüşlerini çok büyük bir saygıyla dinlediğini, ancak Konferansça çözümlenmiş savılan bir konuya ilişkin olarak yeniden tartışma açmanın kabul edilemeyeceği düşüncesinde olduğunu söyledi. Konferans, sabahki oturumunda, hiç şüphesiz, Temsilci Heyetlerinin incelemesine sunulmuş İçtüzük tasarısının kabul edilmiş ol¬duğu izlenimini almıştı. Öteki Temsilci Heyetleriyle tam bir eşitlik içinde işlem görmek isteğinde bulunmuş olan Türk Temsilci Heyeti şimdi, ayrı¬calıklı bir durum istemektedir; öteki Devletler tam-yetkili iki Temsilciyle temsil edilirken, Türk Temsilci Heyeti tam-yetkili üç Temsilcisi olmasını istemektedir. Lord CURZON’un yapabileceği tek şey, Türk Temsilci He¬yetince öne sürülmüş protestoyu resmen öğrenmiş olmaktır; fakat kapanmış bir tartışmanın yeniden açılmasını hiç bir şekilde kabul edemez.
M. BARRERE, Türk Temsilci Heyetince öne sürülen meşru protes¬toları cıı büyük bir özenle göz önünde tutmak arzusuna rağmen, Lord Cur¬zon’un görüşlerini desteklemekten başka bir şey yapamayacağını söyledi.
Marki GARRONİ de M. Barrere ile Lord Curzon’un görüşüne katıldı.
İSMET PAŞA, ayrıcalıklı hiç bir durum, hiç bir kayrılma dilemedi¬ğini, fakat I. Maddeyi her türlü siyasal nitelikten sıyırmak amacıyla sabahleyin alınmış bir karara dayandığını söyledi; Türk Temsilci Heyeti, kendisine sunulmuş olan tasarıyı, geçen oturumda ancak bu şartla kabul etmiştir; tasarı bu yolda değiştirildiğine göre, Türk Temsilci Heyeti bu konudaki protestosunu yenilemekte ve içtüzüğü kendisince kabul edilmemiş saymaktadır. İSMET PAŞA, bu noktayı, çoğunluk oyuyla çözümlenemeyecek, bir ilke sorunu saydığını belirtti.
Lord CURZON, Türk Temsilci Heyetinin görüşünün resmen öğrenil¬miş sayılacağını bildirdi. Türk Temsilci Heyetini, görüşünü açıklamak hakkından yoksun bırakmak, Lord CURZON’un hiç bir zaman aklından geçmemiştir. Lord CURZON, Türk Temsilci Heyetinin görüşünün öğrenil¬mesinden sonra, Konferansa, gündeme geçilmesini teklif etti. Komisyon-larda çalışmaya başlamadan önce, Temsilci Heyetlerinin tüm üzerindeki görüşlerinin bilinmesinin uygun olacağını sandığından, Temsilci Heyet¬lerinden, Konferansın çözümleyeceği sorunlara ilişkin olarak genel görüş¬lerini açıklamalarım istedi.
M. BARRERE, aşağıdaki konuşmayı yaptı.
“Burada toplanmış bulunan Devletlerin temsilcilerine verilmiş olan görev, diplomasiye düşen görevlerin en yücelerindendir. Bu Konferans, Doğu’da barışa dönüşle sonuçlanmalıdır. Bu, dünya refahının yeniden kurulmasını sağlamak için, genel barışın gerçekleştirilmesi dışında düşü¬nemeyeceğimiz ve başarılması zorunlu bir iştir. “Bunca yıl süren karışıklıklar ve savaşlardan, bunca can kaybından, bunca maddî kayıplardan ve her çeşit acılardan sonra, insanlık huzur ve güvenliğe kavuşmayı özlemektedir.
“Avrupa üzerinde üstünlük kurmak istemiş olanların suçlu tutkuları Avrupa savaşını henüz patlatmadan önce, savaşın korkunç etkilerine kat¬lanmış olan bu bölgelerde, bu görevi yerine getirmek, her yerde olduğun¬dan daha da geciktirilmez bir ölçüde kendini zorunlu kılmaktadır.
“Halkların yaşayışlarında normal kurallara dönmek, düzen ve huzuru yeniden kurmak zamanıdır; bunlar olmaksızın uluslar ne çalışabilirler, ne¬de yaşayabilirler.
“Bu işi başarmak için, uluslararası ilişkilerde hayırlı bir görevi olan, tecrübeye ve eşyanın özünü bilmeğe dayanan diplomasinin bütün olanak¬larına başvurulsa yeridir. İşte, Baylar, burada bu usullere uygun olarak çalışacağız. Adalelin ve Hukukun değişmez kurallarına saygı göstermek¬sizin var olamayacak güvenliği ve güveni yeniden kurabilmek düşüncesiyle dolu olarak, önümüzdeki ağır sorunları, söz konusu bütün meşru çıkarlara sürekli bir çözüm getirmek arzu ve iradesiyle ele alacağız.
“Doğu sorunu, yalnız, doğrudan doğruya bu konunun içinde bulunan halkları ilgilendiren bir sorun değildir; kapsamı geniş olan bu sorun, dünya barışının korunmasıyla bağlantılıdır. Bu sorunu hep birlikte incelerken, bu yönünü de hiçbir zaman gözden kaçırmamalıyız.
“Böylesine çetin bir görevi başarabilmek için, bu Konferansın bütün üyelerinin tam yardımcı olmalarına ve iyi niyetlerini göstermelerine ihtiyaç vardır. Bu üyeleri, karşılıklı haklara ve meşru çıkarlara saygı esasına daya¬nan ve temsil etmekle şeref duyduğum memleketin Müttefikleriyle birlikte uğrunda en zalim bir savaşa göğüs germiş olduğu ilkeleri gerçekleştirecek adaletli bir barışın kurulmasına yardımcı olmak üzere, aynı duyguyla bir¬leşmiş bulacağıma inanmaktayım.
“İşte, Baylar, açılacak olan görüşmelerde Fransız Temsilci Heyetinin esinleneceği duygular bunlardır. Fransız Temsilci Heyeti, korunması görevi kendisine iletilmiş ulusal çıkarlarının bir çok başka Temsilci Heyetlerinin çıkarlarıyla dayanışma halinde olduğu ve bu ulusal çıkarların burada be¬lirecek meşru haklara saygı gösterilmesiyle çelişir hiç bir yanı bulunmadığı kanısındadır.
“Baylar, çevremde üstün yetenekli ve tecrübeli birçok diplomat gör¬mekteyim. Onların burada bulunmalarını, bu görüşmelerin sonucu bakı¬mından değerli bir teminat olarak saymama izin verilsin. Diplomasinin erdemi, çelişen çıkarları bağdaştırmak, anlaşmazlıkları çözümlemek, savaşı değil barışı hazırlamak sanatı olmasındadır. Diplomasi, Tanrı’ya şükürler olsun, reklâmcılık ardından koşmaz; sokak ortasında iş görmekten, dün reddettiğini yarın çabucak uygun bulan kamuoyunun dalgalanmalarını kendi işine bulaştırmaktan hoşlanmaz; özet olarak, sağduyuyla, öngörüyle ve ortak duygularla beslenir. Bunun içindir ki, bu tarih! ve güç durumda, barışı gerçekleştirme çabamızda, diplomasinin keskin görüşlü çalışmalarına büyük umutlar bağlamaktayım.”
Marki GARRONÎ, İtalyanca olarak, aşağıdaki konuşmayı yaptı:
“Barışı yapma amacını güden bir Konferansta, Devletler hukukunun anası Roma’nın dilini özellikle hatırlatan İtalyancayı duymak bana pek hoş olur gibi geliyor; o Devletler hukuku ki, insanlığın kusurları yüzünden, savaşı incelemek durumunda kalmışsa da, insanlığın iyiliği ilerlemesi ve uygarlığı için, insanlık, ilerleme ve uygarlığa ilişkin her şeyle daha çok il¬gilenmiştir. Uzun savaş yıllarından beri, herkes, silâhların bırakılacağını görmek arzusundan, savaşın sonuçlarını barışla onarma ihtiyacından ve dileğinden başka bir şey düşünmemektedir.
“Öyle umulur ki, bu arzunun, bu ihtiyacın, bizlcr, tek bir amaca – eriş¬mek için burada toplandığımız amaca- yönelmede birleşmiş tercümanlarıyız.
“Dilerim ki, bu salonda artık yalnız barış ruhu essin ve barış bayrağını her zaman yükseklerde tutmuş olan bu konuksever ülkenin toprağı üzerinde, varmak istediğimiz amaca erişebilmek için sıkı işbirliği yapmakta hepimiz anlaşmış olalım.
“İsviçre Konfederasyonu Başkanına, Müttefiklerimize, burada top¬lanmış bulunan çeşitli Devletlerin temsilcilerine yürekten ve saygı dolu selâmlarımı yollarım.”
Lord CURZON, İngiliz Temsilci Heyeti adına, Fransız ve İtalyan meslektaşlarınca pek güzel belirtilmiş olan duyguların kendisinde yürekten bir yankı yaptığını söyledi.
Baron HAYASHİ, Japon Temsilci Heyetinin, Konferansın çalışmasına katkıda bulunmak ve Müttefiklerle uyum içinde, kesin barışın yeniden kurulmasını sağlamak bakımından büyük bir arzu duyduğunu söyledi; Japon Temsilci Heyeti, Konferansın esinlendiği uzlaşma zihniyetinin, or¬taya çıkabilecek her türlü güçlükleri yenmeyi başaracağından şüphe etme¬mektedir.
Oturuma saat 16.40 ta son verildi.
Genel Sekreter:
R. MASSIGU
Sekreterler:
F. L. BELÎN (Amerika Birleşik Devletleri); Thomas SPRlNG RÎCE (İngiliz İmparatorluğu), E. LAGARDE (Fransa), Const. COLLAS (Yunanistan); M. İNDELLİ (İtalya); M. HOTTA (Japonya); Const. CONTZESCO (Romanya); V. MİLANOVİTCH (Sırp- Hırvat-Sloven Krallığı); REŞİD SAFVET (Türkiye).
Bu haber 30 defa okunmuştur.
“Appassionato di TV. Fanatico del bacon certificato. Esperto di Internet. Appassionato di Twitter.”